(İstanbul Kent Savunması – 19 Mayıs 2014)
Spine Tower katillerin yüzsüzlük anıtıdır
İstanbul Kent Savunması ve Levent Soma Nöbeti, Soma Holding’in Maslak’ta diktiği Spine Tower önünde eylem yaptı. “İşçi kanıyla bina yapamazsın” diyerek Spine Tower önüne gelindiğinde, “Her bir tuğlasında Soma işçisinin kanı olan bu bina, şirketiyle, bakanıyla, hükümetiyle, Soma katliamını gerçekleştiren cinayet şebekesinin yüzsüzlük anıtıdır” denildi.
Yıldız Teknik Üniversitesi Maslak Kampüsü’nden yola çıkan halkın yürüyüşüne yol güzergahında araçlardan korna ve alkışlarla destek geldi. Soma Holdingin madende katlettiği işçilerin kanıyla diktiği Spine Tower önüne geldiğinde halk ‘İşte burası, katil yuvası’ sloganını attı.
Soma’da madencilerin ailelerine saldıran polisler Spine Tower’ı da koruma altına aldı. Halk kule önünde polislere gördüğünde, “Halka değil katillere barikat” sloganını attı. Sadece 4 dairesinin yüzlerce madenciyi kurtaracak 20 yaşam odasının maliyetine denk gelen kulenin önünde halk “Soma’nın faili AKP’nin şirketi” sloganını attı. Ardından basın açıklamasına geçildi.
Basın açıklaması metni:
“Bu ülke, bu şehir bir haftadır Soma’nın ateşiyle yanıyor. Bu ülke, bu şehir bir haftadır hepimizin gözlerinin önünde yapılan bir katliamın ateşiyle aydınlanıyor. Bin bir türlü şiddetle, yalanla, tehditle, tekmeyle, tokatla, göstermelik soruşturmalar ve tutuklamalarla, gerçeklerin üstünü kapatmaya, halkı yıldırmaya çalışsanız da boşuna: Uyandık, ayaktayız, hesap soruyoruz! Ege’nin yoksul tütün köylüsünün; Soma’da katledilen yüzlerce maden işçisinin; İstanbul’un taşeron inşaat işçilerinin kanıyla yaptığınız bu binanın önünde bir kez daha söz veriyoruz: Diktiğiniz bu plazalarda yaşayamayacaksınız! Bu katliamın hesabını mutlaka vereceksiniz!
En ucuz dairenin fiyatının 1 buçuk milyon dolar olduğu, Spine Tower isimli bu kibirli bina, Soma’da yüzlerce maden işçisinin katledilmesine neden olan kanlı suç ortaklığının anıtıdır. Sadece 4 dairesiyle, yüzlerce maden işçisini kurtaracak 20 yaşam odasının yapılabileceği bu bina, hepimize kader diye dayattığınız güvencesiz yaşam koşullarının tapınağıdır. Her bir tuğlasında Soma işçisinin kanı olan bu bina, şirketiyle, bakanıyla, hükümetiyle, Soma katliamını gerçekleştiren cinayet şebekesinin yüzsüzlük anıtıdır.
Bütün örtbas etme çabalarınıza karşın bizler bu suç şebekesini iyi tanıyoruz ve hesap soruyoruz:
İşsizlik cehennemine hapsedilen işçilere kölece çalışma koşulları dayatarak; maden ocaklarında can güvenliğini hiçe sayarak; ocaklarda 4 ayrı alt taşeronluk sistemi kurarak; çıkarttığı kömürü devlete satarak, ocaklardaki riski bile bile üretimi sürdürerek; 140 dolarlık kömürü 23 dolara mal eden AKP hükümetinin taşeronu Soma Holding’in bütün faaliyetleri durdurulmalı ve tüm yöneticileri yargılanmalıdır.
Soma madenlerini hizmet alım sözleşmeleriyle taşeron şirketlere yağmalatan; kölece çalışma koşullarıyla çıkartılan kömürü seçim yardımı diye dağıtan; katliamın başından beri şirketi korumaya çalışan; gerçekleri her türlü şiddet ve yalanla örtbas eden; başta maden ocakları olmak üzere her yerde taşeron ve güvencesiz çalışma ilişkilerini yaygınlaştıran; ülkemizin tüm doğal kaynaklarını, ormanlarını; kentlerini sermayenin yağma alanı haline getiren siyasi iktidarın bütün sorumluları istifa etmeli ve hesap vermelidir.
İş cinayetlerinin artışına neden olan taşeron sistemi derhal yasaklanmalıdır.
Özelleştirilerek seri cinayet alanı haline dönüştürülen madenler derhal kamulaştırılmalı; sermayenin doğa ve kent talanını yasallaştıran tüm uygulamalar son bulmalıdır.
İşçi sağlığını hiçe sayan iş güvenliği yasaları iptal edilmeli; tüm denetim yetkisi emek ve meslek örgütlerine verilmelidir.
Başta Soma halkı olmak üzere, Soma katliamına tepki gösteren halka yönelik şiddet derhal son bulmalı; Soma katliamıyla ilgili tüm gerçeklerin ortaya çıkması için katliamı işleyen suç şebekesinden bağımsız, tarafsız bilimsel bir kurula yetki verilmelidir.
Bizler ormanları, su havzaları, mahalleleri, meydanları, emeği sermayeye yağmalatılan İstanbul halkı olarak; işçi kanı üstünde yükselen bu binanın, bu kibir anıtının önünde, Soma’da ölen maden işçilerine, Egeli yoksul köylülere söz veriyoruz:
Yüzlerce öldük Soma’da; canlarımızı bıraktık yerin yedi kat altında. Ama yerin yedi kat üstünde binler ayakta, milyonlar ayakta; ayaktayız! Soma’nın ateşi yaktı hepimizi. Ama sadece biz olmayacağız yanan!
Çalışırken ölmeyi kader haline getiren; hepimize güvencesiz bir yaşamı dayatan; yeraltını da yerüstünü de cehenneme dönüştüren; emeğimizi, doğamızı, kentlerimizi yağmalayan bu cinayet şebekesi katliamın hesabını verene kadar sokaklardan, meydanlardan, nöbetlerden ayrılmayacağız. Diktiğiniz bu kibir anıtlarında yaşayamayacaksınız. Unutmayacağız, unutturmayacağız, affetmeyeceğiz!”
İSTANBUL KENT SAVUNMASI
LEVENT SOMA NÖBETİ