(KOS Medya – 28 Ağustos 2014)

Bir yanı 3. Havalimanı, diğer yanı 3. Köprü inşaatı ile çevrili Kısırkaya köyü plaj tesisi, Emine Erdoğan’ın isteğiyle bölgenin imara açılmasının ardından yıkıldı

Beklenen oldu: Sarıyer’in Karadeniz kıyısındaki Kısırkaya köyü sahilinde bulunan plaj tesisi, bugün çok sayıda jandarma erinin kuşatması altında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve İstanbul Valiliği’nin emri; Sarıyer Belediyesi zabıta ekipleri ve iş makinelerinin marifetiyle yıkıldı.

Kısırkaya, hemen komşusu olan Gümüşdere köyü ile birlikte, Emine Erdoğan tarafından “yakınlarını iflastan kurtarmak” amacıyla özelleştirmeye açtırılan Kuzey Ormanları köylerinden biri. En son Emine Erdoğan skandalıyla birlikte dikkatleri üzerine çeken Kısırkaya’nın geleceği, bir süredir, köyün eski mera alanının bir bölümünde inşa edilen şaibeli “Hayvan Barınağı” yüzünden de bölge halkı tarafından kaygıyla izleniyordu.  Bölge halkı ve yaşam savunucuları, büyük bir hayvan toplama kampı görüntüsü veren lüks barınağın, toplu hayvan katliamından sonra rant amacı için kullanılabileceği kaygısı taşıyordu.

2

Boğulma vakaları bahanesiyle ranta açıyorlar

Kısırkaya köyü mera alanı olan plaj tesisleri, 1966 yılında İller Bankası tarafından köye gelir sağlaması amacıyla yapılmış, geçtiğimiz yıla kadar köylüler tarafından işletilmişti. Güvenliği köylüler tarafından sağlanan plaj tesisinin geliri de köye kalıyordu. Ancak geçen yıl yürürlüğe giren Bütünşehir Yasası ile birlikte Kısırkaya’nın köy yerine mahalle statüsüne geçirilmesiyle birlikte, plaj tesisi de, mera alanı olmaktan çıkartıldı ve Sarıyer Belediyesi tarafından mühürlendi.  Köylülerin Milli Emlak’a devredildiği söylenen plaj arazisini yeniden satın almak için yaptıkları başvurular da, arazinin kendisine ait olmadığı gerekçesiyle Milli Emlak tarafından geri çevrildi. Arazinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na devredildiğinin söylenmesi üzerine Bakanlığa başvuran köylülerin girişimleri ise 19 Ağustos’ta ellerine geçen yıkım tebligatıyla yarıda kaldı. Köylülerin dün (27 Ağustos) yıkım emriyle ilgili aldıkları tedbir kararı da yıkım ekipleri tarafından dikkate alınmadı.

Önce çökert, sonra özelleştir!

Kısırkaya plaj tesislerinin yıkılması kararı, bölgede bu yaz yaşanan çok sayıdaki boğulma vakasıyla meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Gerçekten de köylüye göre 53, resmi rakamlara göre 13 kişi bu yaz, hiçbir denetim ve güvenlik önleminin olmadığı Kısırkaya plajında boğularak yaşamını yitirdi.

Yıkım sırasında Kısırkayalılar'ın sahilde duran kayıkları da zarar gördü

Yıkım sırasında Kısırkayalılar’ın sahilde duran kayıkları da zarar gördü

Ancak Kısırkaya Köyü Dernek Başkanı Nurcan Kocaer, geçen yıla kadar köylünün işletip güvenlik önlemlerini aldığı tesiste çok az sayıda boğulma vakası yaşandığını, oysa plajın mühürlenip denetimsiz bırakılmasıyla birlikte çok sayıda insanın boğulduğunu
belirtiyor. “İnsanlar buranın çay bahçesinde, soyunma kabininde mi boğuluyor da buraları yıkıyorlar?” diye soruyor. Gerçekten de “boğulma” bahanesiyle yapılan yıkım esnasında bile dozerlerin yanında çok sayıda insan denize girmeye devam ediyordu.

Kısırkaya halkı, bütün özelleştirme vakalarında görülen, önce hizmet vermeyip çökertme,  sonra bakımsızlığı bahane göstererek yıkma uygulamasının plaj tesisi için de geçerli olduğunu söylüyor.

Yıkımın esas amacının bölgenin ranta açılması olduğunu belirten Kocaer: “Önce heyelan bölgesi dedikleri alana hayvan barınağı yaptılar. Heyelan bölgesi bahanesiyle köye vermedikleri doğalgaz hattını barınağa verdiler, köyün elektrikleri kesikken barınağa elektrik verdiler. Önce barınak ardından bu plaj sonra da köyü yıkacaklar” diyor.

Köyün eski mera alanı olan plajı satın almak için başvuru yaptıklarını ancak daha sonuçlanmadığını aktaran Kocaer, Sarıyer Belediyesi’nin 2008 yılına ait bir Anıtlar Kurulu’nun yıkım kararının arkasına sığınarak yıkımı başlattığını belirtti. Plajın köylüden alınarak ranta açılacağını söyleyen Kocaer, beş aydır Belediye Başkanı Şükrü Genç ile görüşmeye çalıştıklarını ancak hala bir sonuç alınamadığını ifade etti.

4

Sarıyer Belediyesi zabıta ekipleri ve Fen İşleri de Kısırkaya Plajı yıkımındaydı

‘Bu rantın sorumlusu önce Sarıyer Belediyesi sonra Milli Emlak’tır’

Yıkımın parça parça tüm köyü yok edeceğini savunan Kocaer, “Plajın ranta açılmasının sorumlusu önce Sarıyer Belediyesi, Kaymakam, Valilik ve arazinin kendisinde olmadığını iddia eden Milli Emlak’tır” dedi. Sahili geri almak için tüm hukuki mücadeleyi vereceklerini belirtti.

Köyde bulunan evlerin yarısının tapusuz, Hazine arazisi üzerinde bulunduğunu belirten Kocaer, plajdan başlayan yıkımın, köyün içine de yayılacağını; tapusuz evlerin yıkımından sonra sıranın az sayıda kalan tapuluların da köyden sürülmesine geleceğinden endişe duyduklarını söyledi.

“Bir sene sonra gelin de görün buraları”

Yıllardır geçimlerini plajdan sağlayan köylüler, “Önce belediyenin yıkım ekipleri geldi, bizi oyaladılar. Sonra jandarma ekipleriyle TOMA’ları getirdiler. Çünkü polis, zabıta gelse direnebilirdik ama jandarmaya direnemeyeceğimizi biliyorlardı” diyorlar. Plajın temizliğinden bilet kesilmesine cankurtaranlığından diğer hizmetlerine kadar her şeyiyle ilgilenen gençler, “bir sene sonra gelin de görün buraları. Kendi yaşadığımız, emek verdiğimiz yeri, şimdi başkaları işletecek. Biz buraya para verip giremeyeceğiz. Buraya Kilyos’taki bütün plajları işleten mafya göz koydu” diyorlar.

Bir başka köylü ise Kısırkaya’nın maruz kaldığı yağma sürecini şöyle özetliyor: “Önceleri biz orman köylüsüydük, geçimimizi ormandan kestiğimiz odunlarla sağlıyorduk. Ormanları yok ettiler, meracılığa başladık. Şimdi hayvan barınağının olduğu 750 dönümlük arazide hayvanlarımızı otlatıyorduk, orayı da elimizden aldılar. Turizm vardı, plajı işletip geçimimizi sağlıyorduk. Şimdi burayı da yıkıyorlar.

 

Bir taraftan 3. Havalimanı öte taraftan 3. Köprü inşaatının tam arasında kalan Kısırkaya köyü, tıpkı komşusu Gümüşdere köyü gibi önümüzdeki dönemde yağmacı sermayenin önemli hedeflerinden biri olmaya devam edecek. Köye ulaşmak için kullanılan Kilyos yolu lüks villa sitelerin, 3. Köprü inşaatı için kesilen büyük ormanlık alanların çıplak görüntüsüyle sarılmış durumda. Şimdi bu yıkım görüntüsüne kıyıdaki büyük bir toplama alanı görüntüsündeki şaibeli “hayvan barınağı” ile yanı başındaki plaj tesisinin yıkıntıları da eklendi. Yıllardır sakin bir kıyı köyünde ormancılık, hayvancılık ve küçük ölçekli turizm faaliyetleriyle geçimlerini sağlayan huzurlu Kısırkaya köyü halkı, bir ucunda Emine Erdoğan ve büyük sermaye gruplarının, bir ucunda mafyatik sermaye yapılaşmalarının bulunduğu büyük bir rant şebekesi ile yüz yüze kaldı. Yıkımla ilgili olarak yürütmeyi durdurma davası açan köylüler, şimdilik, belediye başkanı plaj tesislerini yeniden yapana kadar mücadelelerine devam edeceklerini ve köylerini savunacaklarını söylüyorlar.

fotoğraf-2-1