(İsmail Akyıldız / Yeşil DireniŞ – 18 Mayıs 2015)
Mudurnu Yeniceşıhlar Köylüleri köylerine açılacak taş ocaklarına karşı 1,5 yıldır direniyor, yaşam savunucularını bu direnişe destek vermeye çağırıyor!
Bolu-Mudurnu’ya bağlı Yeniceşıhlar köylüleri yaklaşık 1,5 yıldır taş ocağının kaldırılması ve doğanın korunması için mücadele yürütüyor. Köylüler, jandarmanın saldırıları ve tehditlerine karşı çoluk-çocuk-yaşlı genç omuz omuza direniyor.
YEKÜDER (Yeniceşıhlar Köyü Kültür Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği) Başkanı Sinan Cantürk 1,5 yıldır kararlı bir direniş içinde olan köylülerin taş ocaklarına karşı verdikleri mücadeleyi ve bu mücadelenin bugünkü durumunu Yeşil DireniŞ’e anlattı:
“Öncelikle burada şuna dikkat çekerek başlamak istiyorum, bir kere köyümüzün yakınında Munduşlar Köyü mücavir alanında bulunan ve taş ocağı olarak kullanılan 2 alan varken, bu durum bir yana bırakılarak; mücavir alanında bulunan, tarihi ve doğasıyla, yayla ve doğa turizmi açısından önemli potansiyellere sahip olup tescilli doğa yürüyüş parkuru olarak kullanılabilecek, orman vasfı taşıyan bir araziye sahip olan Yeniceşıhlar köyünde ağaçların kesilerek yeni taş ocağı açılması girişimi hayra alamet olmasa gerek.
Yeniceşıhlar Köyü, mücavir alanında bulunun, tarihi ve doğasıyla hem yayla ve doğa turizmi açısından hem de, kültür, termal kaynaklar, inanç turizmi açısından çok önemli potansiyellere sahiptir. Bugüne kadar bu gerçekler bilince çıkarılamadığı gibi, aynı zamanda, tarım arazilerine bilinçsizce yapılan tavuk çiftliklerinin atıkları nedeniyle doğamız tümüyle tehdit altına alındı.
Metropol kentlerindeki boğucu hava nedeniyle günümüzde yayla ve doğa turizmi daha bir önemli hale gelmişken, orman vasfı taşıyan arazilerin köylünün onayı ve haberi olmadan zenginlere peşkeş çekilmesi, taş ocakları olarak kiralanıp ranta açılması, devletin insana-canlılara değer vermediğini göstermektedir. Doğanın tahrip edilmesini ve ranta açılmasını engellemek, ormanımıza-suyumuza ve geleceğimize sahip çıkmak için, köylülerle toplantı yaparak taş ocağının doğamıza-havamıza-suyumuza
Taş ocağına izin verilmesi ağaç kıyımını beraberinde getirdiği için doğanın büyük darbe alması ve çoraklaşması anlamına geleceğini bütün açıklığıyla farkındayız. Köroğlu Beton adlı şirket, maden işleri yapma görüntüsü altında 98.13 hektarlık alanda çalışma yapmak için ruhsat almıştı. Normal olarak şirketin ÇED raporu alması gerekiyordu fakat ne yazık ki bu yapılmadı. “Küçük alanlar için izin alınmasına gerek yok” denilerek, 3000 metre karelik alanda çalışma yapmak için ÇED atlanarak ruhsat alındı. Verilen ruhsatın iptali için derneğimiz idari mahkemeye dava açmasına rağmen, Köroğlu Beton adlı şirket faaliyetine devam etmek istiyor. İşin ilginci, ruhsatı veren kurum ve ruhsatı alan Köroğlu Beton yetkileri doğanın talanından her açıdan etkilenecek köylülere tek bir kere bile danışmadığı gibi bilgi de vermemişlerdir. Toprak ve doğanın korunması sorunu sadece ağaçların korunması ile sınırlı değil, aynı zamanda köyün içme suyunun korunmasını da içerir. Çünkü ocak için düşünülen alanın suyun temin edildiği Akpınar, Güngörmez mevkiine yakınlığı başlı başına bir sorundur. Ocak için patlatılacak dinamitlerin ve iş makinelerinin yaratacağı kirliliğin içme suyu kaynaklarına zarar vermemesi mümkün değildir. Köye ve tarım arazilerine kuş uçurma mesafesi yakınlığında olan ocak nedeniyle su kaynaklarının yanı sıra bölgedeki bitki örtüsünün, endemik bitki çeşitliliğinin, anıt ağaçların, fındık-ceviz bahçelerinin de zarar göreceği açıktır.
Bu açıdan bizim mücadelemiz aynı zamanda bitki örtüsünün de korunması anlamına geliyor. Bolu Belediyesi doğa turizmi açısından önemli potansiyellere sahip olması nedeniyle Yeniceşıhlar Köyü, Semerler Mahallesi, Kuzalıç Köyü ve Samsa Çavuş bölgesini doğal yürüyüş parkuru haline getirmiştir. Bu bölge aynı zamanda atalarımızın dinlendiği, temiz hava aldığı, hayvanlarını otlattığı, bugün de aynı amaçlarla kullanılan, çevre köylüler tarafından kutsal sayılan bir alandır. Taş ocağının faaliyete başlaması halinde kamyonlarla taşımacılık yapılacak, yol köyün girişinden geçecektir. Bu yol etrafında yerleşim yerleri, iş yerleri, kümesler mevcut olup çocuklarımızın oyun oynadığı çayırlar bulunmaktadır. Ağır tonajlı yük kamyonlarının köyümüz girişindeki yolu kullanacak olması da, ayrıca sorun teşkil edecektir. Yukarıda bahsettiğimiz ve şu an öngöremediğimiz başka nedenlerle köyümüz yakınında taş ocağı açılmasını istemiyoruz. Kaybedecek bir yetmiş-yüz yıla daha geçit vermeyeceğiz. Kesilecek her bir ağacın yetişmesinin on yılları bulacağını unutmamalıyız. Biliyoruz ki, bütün dünya bugün kuraklık ve erozyonla mücadele ederken, bizim orman arazilerimizin patronların karı için yok edilmesi ileride telafisi mümkün olmayan yıkıcı sorunlara neden olacaktır. Bu nedenle bütün yetkilileri acilen göreve çağırıyoruz. Türkiye’de doğa ve yaşam mücadelesi veren insanların burada yaşanacak kıyıma karşı verdiğimiz mücadelede bizleri yalnız bırakmamasını talep ediyor birlikte mücadeleye çağırıyoruz. Bizlerin bu yıkım dayatmasına karşı sonuna kadar direneceğimizi bir kez daha ifade etmek istiyorum.”
Not: Mudurnuluların sosyal medya aracılığıyla duyurdukları bir diğer çağrı metni için:https://www.facebook.com/