(Kuzey Ormanları Savunması – 29 Ekim 2018)

Bugün sözde ‘bir zafer anıtı’nın açılışı yapılıyor. 3. havalimanı bir anıt olacaksa, olsa olsa rant ve katliam anıtı olabilir. Bu süreçte tanık olduklarımız; yaşam, doğa ve işçi düşmanlığının, ekonomik beceriksizliğin de ötesindedir. 21.nci yüzyılın giderek ağırlaşan iklim felaketlerinde, başta su, doğal kaynakların altın değerinde olacağı kıtlıklar çağında, yok olması muhtemel megapoller listesinde İstanbul’u en tepelere itmektir.

24 yıl önce İBB Başkanı Tayyip Erdoğan’ın da uyardığı gibi, 3. köprü, İstanbul’un “kuzeyindeki akciğerlerimizin yok edilmesi demektir. Bunu bekleyen bazı mahfillere yeni rant alanları sağlama olayıdır”. 3.ncü köprünün üzerine, Kuzey Ormanları’nda ilave yaralar açarak bir de üçüncü havalimanının da yapılması, üstüne ayrıca inşaat şirketlerine verilen sözler doğrultusunda şehri kuzeye doğru büyütme planlarının ayyuka çıkması, İstanbul’un rant çevrelerine kurban edilmesi demektir.

Meslek odalarının ve bilim insanlarının sayısız uyarısına rağmen kalkışılan ve tamamlanması daha zaman alacağı bilinen bu mega projenin kısmen ‘açılışı’nın siyasi rant uğruna bugüne yetiştirilmesi için neredeyse her gün bir işçi katledildi. Çalıştırıldıkları kölelik koşullarına karşı en temel haklarını savunan işçiler hala atıldıkları hapiste bekliyorlar. Ama zaten milyonlarca ağacı yok eden, bir o kadar hayvanı öldüren, dünya mirası benzersiz bir ekosistemi hançerleyen bir mega proje sahasında başka ne olması beklenebilirdi?!

Tüm bunlar şüphesiz tarihe gerektiği şekilde geçecek; ihale sürecinden inşaatına kadar usulsüzlükler ve hukuksuzluklarla dolu, çevre ve işçi düşmanı bu mega proje, 21. yüzyılın önde gelen doğakırımları ve kent suçları arasında yerini alacaktır.

Bugün Türkiye’nin içine düştüğü ekonomik krizin nedenleri arasında inşaat sektörü ve en başta 3.ncü havalimanı gibi mega projeler yer alıyor. 3. havalimanının zemininde habire açılan ve artık inkar da edilemeyen göçükler, aslında bu tür akla ziyan projelerin ekonomide açtığı göçüklere de karşılık geliyor.

Daha da ötesi, 3.ncü havalimanının yolcu bindirme köprülerinden yangın güvenlik önlemlerine ve kargo taşımacılığına kadar birçok altyapısı ve hizmeti Alman şirketleri tarafından gerçekleştirilecek. ‘Dünyanın en büyük havalimanını’ söylemiyle Kuzey Ormanları’nın kalbi sadece inşaat ağalarına değil, emperyalist şirketlerin yağmasına da açıldı!

Taleplerimiz değişmedi; bu yıkımın etkilerinin azalması, bu talan çağından sonra kadim İstanbul’un nefes alması için şunlara ihtiyacımız var:

* 3. havalimanı derhal iptal edilmeli;
* İGA ortakları tarafından 3. havalimanının sökümü yapılmalı, masrafları da karşılamaları sağlanmalı;
* Şantiyedeki işçi ölümleri tam olarak açıklanmalı, her seviyede tüm sorumlular yargılanmalı;
* Bölgede ekolojik rehabilitasyon programı başlatılmalı;
* Bu projenin doğurduğu tüm zararlar tazmin edilmeli;
* Şeffaf ekonomik denetim yapılmalıdır.

Yaşam sonunda mutlaka kazanır. Tüm yaşam savunucularını ve İstanbul’un sağ kalmasını arzulayan sakinlerini, bu rant ve katliam anıtına hak ettiği yeri vermeye, yok saymaya çağırıyoruz.