İstanbul Veteriner Hekimler Odası (İVHO), yeni tip corona virüs (Covid-19) salgını tedbirleri kapsamında avlanma ve yaban hayvanı ticaretinin yasaklanmasını talep etti.

İVHO Egzotik ve Yaban Hayatı Komisyonundan yapılan açıklamada, yaban hayvanlarının avlanıp tüketilmesinin birçok zoonoz etkenin insanlara bulaşmasındaki ana yollardan biri olduğu belirtildi.

İstanbul Veteriner Odasının yaptığı açıklamanın tam hali ise şöyle:

“Yaban hayvanlarının avlanıp tüketilmesi bir çok zoonoz etkenin insanlara bulaşmasındaki ana yollardan biridir. Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre, insanlarda yeni ortaya çıkan bulaşıcı hastalıkların % 60’ı zoonotik kökenlidir, yani hayvanlardan insanlara bulaşmaktadır. SARS, MERS, Ebola, domuz gribi ve kuş gribi bunlardan sadece birkaçıdır. Çiftlik hayvanlarının gıda olarak insana ulaştırılması sürecinin her aşaması veteriner hekimler tarafından kontrol edilir. Ancak yaban hayvanları için böyle bir kontrol söz konusu olmadığı için yaban hayvanlarının avlanıp tüketilmesi hem bunu yapan kişi hem de etrafındaki insanlar için büyük risk oluşturmaktadır. Dolayısıyla hem ülkemizde, hem dünyada avcılık sadece yaban hayatı için bir sorun değil, aynı zamanda  toplum sağlığı için de büyük risk nedenidir. Bu yönüyle yeni salgın riskleriyle karşılaşma ihtimalini artırdığı için avcılığın yasaklanması giderek zorunlu hale gelmektedir. COVID-19 salgınına neden olan SARS-CoV-2 virüsünün ilk olarak hayvanların son derece kötü şartlarda, sürekli stres altında tutulduğu, farklı türlerin birbiriyle ve insanla temaslarının kontrolsüz olduğu yaban hayvanlarının canlı veya parçalarının satıldığı pazardan kaynaklandığı düşünülmektedir. SARS-CoV-2 virüsünün genetik yapı benzerliği incelendiğinde, taşıyıcısının büyük olasılıkla bir yarasa olduğu ve insanla yakın teması olan ve bir ara konakta bu virüsün insanda hastalık oluşturabilecek tipe dönüştüğü tahmin edilmektedir. Bu ara konağın Çin ve Vietnam’da yasadışı olarak avlanan ve eti tüketilen pangolin olduğu düşünülmektedir. 

Coronaviridae ailesinde yer alan koronavirüsler, yaban tavşanı, yaban keçisi, yaban domuzu, sansar ve fare gibi birçok yaban hayvanı türünde bulunurlar. Birçok farklı canlı türünde hastalık oluşturmadan taşınabilmektedirler. Ancak, yaşam alanları üzerindeki tahribat ve avcılık faaliyetleri yüzünden hayvanlar üzerindeki baskı artınca, koronavirüsler hastalık oluşturma yeteneği kazanmakta ve semptomların ortaya çıkmasıyla da koronavirüs patojenleri saçılmaktadır. SARS-CoV-2 de olduğu gibi farklı türlere özgü koronavirüsler bir canlıda buluştuğunda genetik materyallerini paylaşıp yeni tipler oluşturabilirler. Böylece daha önce hastalık oluşturmadığı insan gibi türlerde hastalık oluşturma yeteneği kazanabilmektedir. SARS-CoV-2’nin tür bariyerini aşması ve tüm dünyaya yayılması, farklı türlere bulaşması ve o türlerde yeni mutasyonlar geçirerek insanlar için çok daha yıkıcı salgınlar olarak geri dönmesi riskini ortaya çıkarmıştır. Bu riski önlemek için kara avcılığı, memeli ve kuş ticaretinin yasaklanması ve insanların yaban hayvanlarıyla olan kontrolsüz temasının kesilmesi her zamankinden daha önemli hale gelmiştir.”